-
1 beş paralık
а) малоце́нный, не име́ющий це́нностиб) немно́жко, чу́точку -
2 beş paralık etmek
срами́ть, позо́рить, унижа́ть -
3 beş paralık olmak
быть уни́женньм / опозо́ренным -
4 beş
пять* * *1.beşimiz — пя́теро из нас, мы впятеро́м
beş kere iki on eder — пять умно́жить на два бу́дет деся́ть
beş saat — пять часо́в ( отрезок времени)
beşten üç çıktı iki kaldı — от пяти́ отня́ть три бу́дет два
beş üç daha sekiz eder — к пяти́ приба́вить три бу́дет во́семь
beş vakit namaz — нама́з, соверша́емый пять раз в день в определённое вре́мя
saat beş — пять часо́в ( пункт во времени)
saat beşte — в пять часо́в
2.yüzde beş (% 5) — пять проце́нтов (5%)
beş..li, beş..lik — пяти́..
beş yıllık — пятиле́тний
••- beş paralık
- beş paralık etmek
- beş paralık olmak
См. также в других словарях:
beş paralık — sf., ğı Değersiz, aşağılık, bayağı, bir paralık Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller beş paralık etmek beş paralık olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
beş paralık olmak — zor durumda kalmak, dile düşmek, rezil olmak Onuru yaptığı bu hatadan dolayı beş paralık oldu … Çağatay Osmanlı Sözlük
beş paralık etmek — zor durumda bırakmak, dile düşürmek, rezil etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
paralık — sf., ğı Herhangi bir para değerinde olan Birleşik Sözler beş paralık iki paralık kırk paralık on paralık … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir paralık — sf., ğı Beş paralık … Çağatay Osmanlı Sözlük
iki paralık olmak — (biri) değerini, onurunu yitirmek Herifi enseleyemezsem diye, aklı başından gidiyordu. Mahalledeki on beş yıllık bekçilik haysiyeti iki paralık olacaktı. S. Kocagöz … Çağatay Osmanlı Sözlük
yemini basmak — çabuk ve kuvvetli olarak yemin etmek Her akşam, beş paralık alışveriş etmedim, diye yemini basar. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir — is. 1) Sayıların ilki 2) Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı 3) sf. Bu sayı kadar olan Bir kalem. 4) sf. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı) Bir adam sizi arıyor. 5) sf. Tek Allah birdir. 6) sf. Beraber Hep biriz, ayrılmayız … Çağatay Osmanlı Sözlük
iki — is. 1) Birden sonra gelen sayının adı 2) Bu sayıyı gösteren 2, II rakamlarının adı 3) sf. Birden bir artık Bir sokak başında kavga eden iki çocuğu ayırdı. H. Taner Birleşik Sözler iki anlamlı iki ayaklı iki başlı iki bir ikibuçukluk … Çağatay Osmanlı Sözlük
senetsiz sepetsiz — zf. Bir iş yazılı bir belgeye dayandırılmadan (yapılmak) Yeryüzünde tapulu on paralık malı olmayan Balıkçı Ahmet e bir Yunan ortağı güvenerek senetsiz sepetsiz dört beş bin lira vermişti. Halikarnas Balıkçısı … Çağatay Osmanlı Sözlük